Bahsedeceğimiz konu, internette tartışmalara sebep olan o meşhur elbiseden bahsetmiyor ya da en azından tam olarak değil.
Şimdi, yavaştan konumuza geçelim.
1858’de William Gladstone adında bir bilgin, “Odyssey” adlı eserdeki renk tanımlamalarının tuhaf olduğunu fark etti.
Örneğin Homeros, denizi “şarap karası” olarak tanımlıyordu. Peki neden derin mavi veya yeşil değil?
Diğer antik Yunan metinlerini incelediğinde de “mavi” olarak tanımlanan bir şey bulamadı. Sadece Yunanlara özgü gibi görünse de filolog Lazarus Geiger, bu durumun kültürler arasında yaygın olduğunu keşfetti.
Her dilde en son ortaya çıkan renk maviydi.
Antik dünyada mavi rengi tanımlayan tek kültür Mısırlılardı ve kendileri aynı zamanda mavi boya üretebilen tek kültürdü.
Doğada mavi, pek sık görülmez. Neredeyse hiç mavi hayvan yoktur, mavi gözler nadirdir ve mavi çiçekler genellikle insan yapımıdır.
Gökyüzü hariç ki o bile gerçekten mavi midir? Geiger’in çalışmasından gördüğümüz gibi, gökyüzünü sürekli düşünen kutsal metinler bile onu mavi olarak tanımlamaz.
Kelime olmadan renk görülür mü?
Eski Yunanlar ve diğer antik dünyadaki insanlar, bizimle aynı biyolojiye ve aynı renkleri görebilme yeteneğine sahiptiler.
Ancak bir şey için kelimeniz yoksa, onu gerçekten görebilir misiniz? Jules Davidoff adlı araştırmacı, Namibya’da Himba kabilesiyle bir deney yaptı. Bu kabilede mavi ve yeşil arasında ayrım yapılmıyor.
Deneyde insanlara 11 yeşil kare ve bir mavi kare gösterildiğinde, hangi karenin farklı olduğunu ayırt edemediler. Ancak yeşil kareler arasında ince ton farkları olduğunda, hemen fark edebildiler.
Davidoff; bir renk için kelimemiz olmadığında, gözlerimiz fiziksel olarak aynı şeyleri görse bile onu farklı olarak tanımlamanın çok daha zor olduğunu söylüyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: